Bilal Erdoğan: Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam askerlerin postallarını yalıyordu
5 mins read

Bilal Erdoğan: Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam askerlerin postallarını yalıyordu

Bilal Erdoğan, AKP Genel Merkez İnsan Hakları Başkanlığınca Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Kampı”na katıldı. Bilal Erdoğan burada çeşitli açıklamalarda bulundu. Fatih Altaylı’yı hedef alan Erdoğan, “Bu Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam askerlerin postallarını yalıyordu. Askerler ‘Kalk’ dediğinde kalkıyordu, ‘Yat’ dediğinde yatıyordu bu adam. Şu an başkası ‘Yat’ dediğinde yatar, ‘Kalk’ dediğinde kalkar ama gazeteci diye gezip, videoları seyrediliyor. Bunlar 90’ları anlatsın. ‘Askerlerden ödümüz patlıyordu’ desinler. ‘Vesayetin kölesiydik, köpeğiydik’ desinler. Hadi desinler” dedi.

Türkiye’de yurt sorunu olmadığını savunan Erdoğan, “muhalefetin trol istihdam” ettiğini iddia etti. Erdoğan, “Eskiden bir sürü insan bilgisayar başında oturuyordu. ‘Troller’ diyorduk ama artık o kadar trol istihdam etmelerine gerek kalmadı. Çünkü yapay zeka otomatik olarak belli kelimeler ile profilleri otomatik olarak yapabiliyor” dedi.

Erdoğan, “Türkiye’de yurt sorunu olduğuna dair bir kamuoyu oluşturuyorlar. Sanırsın ki dünyanın gelişmiş ülkelerinde bu sorunlar çözülmüş, Türkiye’de böyle bir sorun varmış. Biraz daha araştırıp, rakamlara baksanız Türkiye’deki devlet tarafından sağlanan yurt imkanının dünyanın hiçbirinde olmadığını görürsünüz” ifadelerini kullandı.

“Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam askerlerin postallarını yalıyordu”

Fatih Altaylı’yla ilgili de konuşan Bilal Erdoğan, “‘AK Parti’den önce Türkiye daha huzurluydu, müreffehti, daha adildi, daha böyleydi, daha şöyleydi. 20 yıldır mahvolduk’ deniliyor. Dünya tarihinin görmediği bir ihanettir bu. Böyle bir vicdansızlık olamaz. Arkadaşlar, bu Fatih Altaylı denilen ahlaksız adam askerlerin postallarını yalıyordu. Askerler ‘Kalk’ dediğinde kalkıyordu, ‘Yat’ dediğinde yatıyordu bu adam. Şuan başkası ‘Yat’ dediğinde yatar, ‘Kalk’ dediğinde kalkar ama gazeteci diye gezip, videoları seyrediliyor. Bunlar 90’ları anlatsın. ‘Askerlerden ödümüz patlıyordu’ desinler. ‘Biz vesayetin kölesiydik, köpeğiydik’ desinler. Hadi desinler. Türkiye hiç olmadığı kadar özgür arkadaşlar. Türkiye hiç olmadığı kadar güçlü, kendi kararlarını veren ülke. Dünya çapında iddia sahibi ülke” ifadelerini kullandı

“Ben de EYT’ye hak kazandım bu arada, karşı olmama rağmen”

Bilal Erdoğan, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesiyle ilgili de açıklama yaparak, “Gençler burada aldatıldı. Ben de EYT’ye hak kazandım bu arada, karşı olmama rağmen. 42-45 yaşındakiler emekli oldu. Kim ödeyecek onların maaşını? Siz ödeyeceksiniz. Çalıştığınız süre boyunca erken emeklilerin maaşını ödeyeceksiniz. Kandırıldık mı? Kandırıldık. EYT büyük bir felaketti. Bu kirli muhalefet anlayışıyla, siyasetin popülizme zorlanmasıyla bunlar mümkün hale geldi. EYT kötüyse, yanlışsa yanlış olduğunu söyleyebilen bir nesil olması lazım. O 43 yaşındaki emekli ölene kadar o maaşı alacak. Daha iyi bir şey düşünelim, yerine alternatif önerelim” ifadelerini kullandı.

“Çalışmadan ekmek elden, su gölden yaşamak en güzel hayat mıdır acaba?”

“Neden daha çok çalışmak yerine de daha az çalışmayı özendirici buluyoruz?” diyen Erdoğan, “Çalışmadan ekmek elden, su gölden yaşamak en güzel hayat mıdır acaba? Bunu bir sorgulayın. Boşa geçen hayat değil, faydalı olan hayat. Çalışılan, üretilen, çevremize, ülkemize bir şeyler katılan hayat yaşamak lazım. İnsanın kendini değerli hissetmesini sağlayan şeyler budur. Dünyanın en zenginleri de eninde sonuna duvara tosluyor. ‘Ben hayatımı neyin peşine harcadım’ diyor. Bunlar gerçek. Ya sapıtıyorlar ya da hayatlarının anlamsızlığı içinde bunalıma giriyorlar” dedi.

“Ülkeler mültecilerden orta vadede ekonomik olarak kazanır”

Sığınmacılar konusuna değinen  Bilal Erdoğan, “Bir ekonomist olarak söylüyorum. Normalde ülkeler mültecilerden orta vadede ekonomik olarak kazanır. Bunu doğru yönetirsen kazanırsın. Hakkaniyet duygusunu zedelemezsin. Ayrıca suç ile ilişkilendiriyorlar. Çok büyük bir sorumsuzluk ve ahlaksızlık. Kesinlikle Türkiye’deki mültecilerin suç oranları, suç türleri itibarıyla kendi vatandaşımızınkinden daha düşük, daha az. Bir mülteci suç işlemeye nasıl cesaret etsin? Hemen deport edilir, ülkesine gönderilir. Bütün dünyada böyledir. Kayıtsız insanlar suç işlememeye, polisin radarına takılmamaya çalışır çünkü takılırsa geri gönderileceğini ama ısrarla ‘Bir yerden bir şey bulalım da bir yerleri karıştıralım. Milleti birbirlerine kırdıralım, bunların gitmesini, dışarıdakilerin gelmemelerini sağlayalım’ diye çalışan ahlaksız bir güruh var. Ülkeye zarar verme pahasını biçin bunu yapıyorlar. Siyaset için yapıyorlar, yüzde 1 oylarını 2 yapmak için yapıyorlar” dedi. 

 

Annesi ve babası Can Atalay’ın “suçlarını” anlatıyor

 

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir